Yerin dibinde bırak! Peki ama ne kadarını?

350.org
Break Free
Published in
4 min readMay 12, 2016

--

Melanie Mattauch

Geçen sene Paris’te, dünyanın neredeyse tüm hükümetleri küresel sıcaklık artışını 2 °C’nin hayli altında tutmayı taahhüt etti; hedef olarak da 1,5 °C’yi belirlediler. Bu hedefler ile hükümetlerin eyleme yönelik gerçekteki planları arasında muazzam bir uçurum olduğunu ise şimdiden biliyoruz. Peki bu hedeflere ulaşmak ve önü alınamaz bir iklim değişikliğiyle yüz yüze kalmamak için ne yapılması gerekiyor?

Küresel ısınmayı 1,5 °C’yle sınırlı tutmak için salabileceğimiz karbon miktarı: 200 Milyar ton Karbondioksit eşdeğeri (GtCO2)

…Ama bunun bile çok fazla olabileceğini düşünenler var.

1,5 °C hedefine nasıl ulaşabileceğimize dair senaryolar sonucunda, 2016 itibariyle, elimizde artık atmosfere salabileceğimiz 200 gigaton CO2 kadar düşük bir rakam kalıyor (IPCC), hatta belki daha da az. Şu anda yıllık salımımız 40 GtCO2 (yakıtlar artı arazi kullanımı değişikliği).

Bilim insanları, artık ısınmayı 1,5 °C’nin altında tutmaktan söz etmiyor. Isınmayı 1,5 °C’nin altına geri çekmekten söz ediyorlar. Tüm 1,5 °C senaryolarında 1,7 °C’ye kadar bir hedef aşımının ardından tekrar serinleme söz konusu.

Bu “geri çekme”nin kısmen karbon yakalama ve depolama ile sağlanacağı varsayılıyor. Bu aynı zamanda karbon yakalama ve tutma (CCS) olarak da biliniyor. CCS yöntemleri şu anda ne kullanıma hazır, ne de ekonomik olarak uygulanabilir durumda. En iyi durum senaryosunda CCS teknolojisi kullanılsa bile (yani 2050 yılına kadar yaklaşık 3.800 CCS projesi çalışır hâle gelse bile), bu ancak 2030'dan sonra salımları toplamaya başlayacak ve karbon bütçesini sadece 125 Gt kadar esnetecek (kaynak: Carbon Tracker, Unburnable carbon (Yakılamaz karbon) 2013).

Başka bir deyişle, an itibarıyla, 1,5 °C hedefini yüzde 50 olasılıkla bile tutturmamız için elimizde kalan karbon bütçemizi hemen hemen tüketmiş durumdayız. Şu andan sonra saldığımız her bir ton karbonu geri çekmek zorunda kalacağız.

Küresel sıcaklık artışını 2 °C’yle sınırlı tutmak için kalan karbon bütçesi: 470 GtCO2

2 °C hedefini tutturmak için küçük bir şansımız bile olacaksa, salımların pik noktalarına şu anda erişmiş olmaları ve şu andan itibaren hızlı bir şekilde azalması gerekiyor. Bu hedefe ulaşmak için en az %66 şansımız olması isteniyorsa, 2015'ten sonra CO2 salımlarımız 470 Gt’ı aşmamak durumunda (kaynak: Nature: Differences between carbon budget estimates unravelled (Karbon bütçesi tahminleri arasındaki farkların açıklaması)). Bu rakam, 1020 Gt’a kadar yüksek rakamlar veren birkaç karbon bütçesi senaryosu yelpazesindeki en düşük rakam; metan gibi CO2 dışındaki diğer sera gazları salımlarını da dikkate alıyor.

Eğer bunun ne anlama geldiğini merak ediyorsanız, pratikte fosil yakıtlarla ilgili yeni hiçbir şey yapılmaması gerektiği anlamına geliyor. Yeni fosil yakıt enerji tesisleri, yeni yer altından çıkarma projeleri, yeni boru hatları, yeni sondaj izinleri, yeni fosil yakıt finansmanı — bunların hiçbiri olmamalı. Bu aynı zamanda, fosil yakıtların üretiminde muazzam bir azalma gerektiği anlamına da geliyor.

Fosil yakıt şirketlerinin rezervleri: 2.734 ile 5.385 GtCO2 arasında

Ama fosil yakıt şirketleri bu durumu göz önünde bulundurmaksızın, yakacak daha da fazla kömür, petrol ve doğalgaz arıyor.

Karbon rezervlerini tam olarak belirlemek kolay bir şey değil. Bu rezervler ilgili sanayiler tarafından bildiriliyor ve ekonomik fizibiliteye göre değişkenlik gösteriyor. Başka bir deyişle, örneğin çıkarılmaları pahalı olduğunda veya petrol fiyatları düştüğünde, “kanıtlanmış rezervler” kategorisinde kayda değer azalmalar gerçekleşebiliyor. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) hesaplamalarına dayanarak (5.nci Değerlendirme Raporu — 3.ncü Çalışma Grubu, sayfa 525), fosil yakıt şirketlerinin şu anda bildirdiği karbon rezervleri 2.734 ile 5.385 GtCO2 arasında bir yerde. Bu rakam, yakabilmemize izin olanın çok, çok daha üstünde.

2012'de hesapladığımızda fosil yakıt rezervlerinin %80'inin yer altında bırakılması gerektiğini görmüştük. Aslında geldiğimiz noktada, hızla azalan karbon bütçesi ve büyüyen fosil yakıt rezervleri dikkate alındığında, %80'i yetersiz bile olabilir.

Peki, şimdi ne olacak?

Yukarıdaki çeşitli rakamlar ve senaryolar, karşımızdaki bilimsel gerçeklikleri kavramamıza yardım etmeleri açısından faydalı; ancak bunlar belirgin işaretler değil, sadece referans noktaları.

Dünyanın değişik yerlerindeki pek çok insan için iklim kaosu uzun süre önce başladı. Küresel sıcaklığın 1,5 °C artması, şu anda tanık olduğumuzdan daha da fazla yıkım gerçekleşmesi anlamına gelecek.

Acil olarak eyleme geçilmesini gerektiriyor olan şey, iklim değişikliğinin bugün tanık olduğumuz etkileri. Bu mesele, ‘yüzyılın ikinci yarısına’ ya da 2030'a, hatta 2020'ye bile bırakabileceğimiz bir şey değil. Şu andan başlayarak, fosil yakıtlarının olabildiğince yerin dibinde bırakılmasını sağlamamız gerekiyor. Bugünkü eylemlerimiz, ne kadar karbon salacağımızı ve iklim değişikliğinin ne kadar kötü bir hâl alacağınıi belirleyecek.

Hükümetlerin ya da fosil yakıt şirketlerinin ihtiyaç duyduğumuz acil adımları atacağına dair ümitlenmek için pek bir nedenimiz yok. Artık hiç bir surette yakamayacağımız kömür, petrol ve doğalgazın yerin dibinde bırakılmasını sağlamak ve ulaşmamız mümkün olan, topluluk temelli yenilenebilir enerji geleceğini inşa etmek, sıradan vatandaşlar olarak bize düşüyor. Bize ümit veriyor olansa, bu sıradan insanların bir araya geliyor olmaları.

Eğer karbon bütçelerine dair tüm bu rakamlar sizi umutsuzlandırdıysa, tr.breakfree2016.org web sitesine gidin. Burada, kömür, petrol ve doğalgazın yerin dibinde kalması için dünyanın dört bir yanında benzeri görülmemiş kitlesel eylemlerde bir araya gelen insanların fotoğtraflarını göreceksiniz. Fosil yakıtlara karşı koyan, yeni projeleri durdurmak ve mevcut projeleri kapatmak isteyen insanların oluşturduğu küresel bir hareket var. Bu hareket aynı zamanda yatırımcılara bu sanayi ile bağlarını koparmaları için baskı yapıyor ve zaten elimizde olan çözümleri geliştirmeye çalışıyor. Çağlar boyunca toplumsal hareketler, sıkça başlangıçta imkansız görünmüş olan muazzam değişimler başardı.

Bu hikayenin bizler için nasıl biteceği henüz belirsiz. Ama mücadele edilmesi gereken bir an vardıysa, o anın şu an olduğu kesin. Bize katılın!

--

--

350 is a global org that's inspiring the world to rise to the challenge of the climate crisis. This blog is a look behind the scenes at how we do that.